Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | kamp alanı | camping area n. | ||
Our tent was the only one in the camping area. Çadırımız kamp alanındaki tek çadırdı. More Sentences |
||||
General | kamp alanı | campsite n. | ||
We set up our tent at the campsite near the lake. Gölün yakınındaki kamp alanına çadırımızı kurduk. More Sentences |
||||
Tourism | ||||
Tourism | kamp alanı | camping site n. | ||
We had better hurry or we'll be caught in the storm before we reach the camping site. Acele etsek iyi olur yoksa biz kamp alanına ulaşmadan önce fırtınaya yakalanırız. More Sentences |
||||
Tourism | kamp alanı | campground n. | ||
This campground is closed. Bu kamp alanı kapalı. More Sentences |
||||
Tourism | kamp alanı | campsite n. | ||
The campsite isn't accessible by road. Kamp alanına kara yoluyla ulaşılamıyor. More Sentences |
||||
General | ||||
General | kamp alanı | camp n. | ||
General | kamp alanı | camp ground n. |
Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | kuzey afrika'da çalılıklarla çevrelenmiş kamp alanı | zariba n. | ||
General | kuzey afrika'da çalılıklarla çevrelenmiş kamp alanı | zareba n. | ||
General | kamp yeri/alanı | campground n. | ||
General | kamp yeri/alanı | camping area n. | ||
General | kamp yeri/alanı | camping ground n. | ||
General | kamp yeri/alanı | camping site n. | ||
General | kamp yeri/alanı | campsite n. | ||
General | kamp yeri/alanı | encampment n. | ||
General | kamp yeri/alanı | bivouac n. | ||
General | kuzey afrika'da çalılıklarla çevrelenmiş kamp alanı | zareeba n. | ||
General | kamp alanı yada karavan parkı dışında bir yerde çadır kurma | wild camping n. | ||
Geography | ||||
Geography | çek cumhuriyeti'nin güney moravya bölgesinde bir kamp alanı | dolnívestonice n. | ||
Slang | ||||
Slang | (kamp alanı gibi) dinlenme yerlerindeki sosyalleşme, alışveriş için kullanılan ana sığınak | hitching post n. | ||